Silivri’nin Danamandıra Mahallesi’nde iki ayrı noktada eş zamanlı olarak başlatılan orman kesimleri tepkilere neden oldu. Köylülerin verdiği bilgilere göre, Silivri Orman İşletme Şefliği tarafından iki taş ocağının genişletilmesi amacıyla biri yaklaşık 40, diğeri 70 dönüm olmak üzere iki farklı ormanlık alanda ağaç kesimine başlandı.
Sabah saatlerinde yapılan kesimlerin “planlı bir şafak operasyonunu” andırdığını belirten köy halkı, son bir ay içinde Danamandıra çevresinde toplamda yaklaşık 150 dönüm orman alanının yok edildiğini ifade etti. Bu durumun yüz binlerce ağacın geri dönülmez biçimde kesilmesi anlamına geldiği vurgulandı.
Köylüler, aynı Orman İşletme Şefliği’nin birkaç hafta önce “orman ferahlatma” gerekçesiyle 15 köylüye kişi başı 10 ila 12 bin TL arasında ceza kestiğini, yurttaşların bu nedenle mahkemelik olduğunu hatırlattı. Bir yandan köylüye ceza uygulanırken, diğer yandan geniş çaplı orman kesimlerinin yapılması çifte standart eleştirilerine yol açtı.
Danamandıra’da hâlihazırda sekiz aktif taş ocağı bulunduğu, binlerce dekar orman alanının dolgu malzemesi için tahrip edildiği belirtilirken, yeni taş ocaklarına izin verilmesinin Orman Kanunu’nun fiilen yok sayıldığı iddia edildi. Bölgenin, İstanbul’un kalan son büyük orman alanlarından biri olduğu hatırlatıldı.
Tarihi Su Yolu Tehlike Altında
Kesim yapılan alanların yalnızca 50 metre yakınından, Roma dönemine tarihlenen ve dünyanın en büyük antik su temin sistemlerinden biri olarak kabul edilen tarihi su yolu hattının geçtiği bildirildi. Yaklaşık 1600 yıllık bu kültür varlığının, dinamitli patlatmaların hemen yanı başında korunmasız bırakıldığı ifade edildi.
Taş ocaklarından süzülen rezerv suların Mandıra Deresi aracılığıyla Terkos Barajı’na ulaştığı, Mandıra Deresi’nin Terkos’u besleyen iki ana koldan biri olduğu belirtilirken, DSİ’nin taş ocakları için verdiği “olur” kararlarının kamu sağlığı açısından risk taşıdığı savunuldu.
İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, ruhsat sahası içindeki tarihi hattı tespit etmesine rağmen yalnızca 50 metrelik koruma mesafesi belirlemesi ve taş ocağı ruhsatını iptal etmemesi eleştirilirken, bu karara yapılan itirazın Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nda da reddedildiği aktarıldı. Ankara’dan gelen uzmanların 50 metrenin yetersiz olduğunu belirtmesine rağmen kararın onaylandığı ifade edildi.
“Sessiz Kalanlar Sorumlu Olacak”
Açıklamada, maden ve taş ocaklarına tamamen karşı olunmadığı, ancak bu faaliyetlerin doğru yerde, planlı, çevreyi ve kültürel mirası koruyan bir anlayışla yapılması gerektiği vurgulandı. Yetkililerin sıkça dile getirdiği “tüm izinler yasal” söylemine karşılık; bölgede yaşayan yurttaşların, biyolojik çeşitliliğin, kültürel mirasın ve su hakkının göz ardı edildiği belirtildi.
Açıklama şu ifadelerle sona erdi:
“Bu ülkenin ormanı, bu halkın deresi, doğası ve kültürel mirası kimsenin kârından daha değersiz değildir. Danamandıra’da kesilen yalnızca ağaçlar değil; hukuk, bilim, kültürel miras ve kamu vicdanıdır.”
Açıklama; Danamandıra Köyü Yardımlaşma Dayanışma ve Çevre Koruma Derneği, Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği, Silivri Kent Konseyi, Silivri Çevre Derneği, TURÇEP, Kuzey Ormanları Savunması ve Silivri Su Sporları Spor Kulübü tarafından ortak imzayla kamuoyuna duyuruldu.









































