Faysal Bulut Yazdı I Danamandıra Kimin, Orman Kimin?

0
2

Paralar girsin diyedir kalan tor kasalara

Topraklar sömürülsün diyedir orta çağlarda

Işıksız kalsın diyedir bir koca ülke

Karanlıkta boğazlaşsın diyedir güzel yüzlü insanlar

Fabrikalar işçiyesin, para kussun diyedir

Kıyılar yağmalansın, ormanlar çiftlikleşsin

Bankalar yağ bağlasın, tekeller et bağlansın

Bu değirmen böyle dönsün diyedir…

Bu dizeler bir türküden.

Ama bugün Danamandıra’da yaşananlar, bu türkünün neden hâlâ söylendiğini anlatıyor.

Danamandıra, Silivri’nin orman köylerinden biridir.

Yüksek bir tepenin üzerinde, ormanın tam ortasında yer alan ve bir türlü paylaşılamayan doğa harikası göletiyle bilinir. Bu muhteşem gölet ve mesire alanı, ne hikmetse Esenyurt Belediyesi’ne kiraya verilmişti.

“Esenyurt Belediyesi’nin Danamandıra’da ne işi var?” sorusunun ise hâlâ net bir cevabı yok.

Danamandıra aynı zamanda manda yoğurdunun merkezidir.

Ancak köyün ormanları, belirli aralıklarla kesilerek taş ocaklarına feda edilmektedir. Kesim yapılan alanlar; Traklar dönemine ait yaşam izlerinin bulunduğu, Ayla Pınar Mağaraları’na yakın, doğal sit alanı niteliği taşıyan ve korunması gereken endemik çiçek türlerine ev sahipliği yapan bölgelerdir.

Yani burada kesilen yalnızca ağaç değildir.

Kesilen; tarih, doğa ve köylünün geleceğidir.

Köylüler yaz aylarında kamyonların yarattığı yoğun tozdan, kış aylarında ise çamurdan ve kontrolsüz ağır tonajlı araç geçişlerinden ciddi şekilde rahatsızdır. Ancak Danamandıra halkının sorunu sadece ormanların kesilmesiyle sınırlı değildir. Yıllardır çözülemeyen bir de tapu sorunu vardır.

Her seçim döneminde siyasetçiler köye gelir, masalar kurulur.

“Tapu sorununu meclise taşıdık, en kısa sürede çözülecek” denir.

O “en kısa süre” uzar, uzar…

Ta ki bir sonraki seçime kadar.

Dün köylüler, ormanlarını korumak için bir araya geldi.

Toplantıya yalnızca Danamandıra köylü olan CHP ilçe başkan yardımcısı katıldı.

Ne iktidardan ne de muhalefetten başka bir siyasi temsilci oradaydı.

Elbette onların daha önemli işleri vardı:

Kendi iç toplantıları, yöre dernekleri ziyaretleri, yerel basın turları…

Oysa bu siyasetçilerin çoğu bu toprakların insanı.

Birçoğu burada doğmuş, burada büyümüş isimler.

Ali Korsan’ın, yaşına ve sağlık durumuna rağmen orada olması;

Nursel Erel’in bir kadın olarak gelip köylünün yanında durması;

Burak Mumcu’nun genç yaşında Danamandıra köylüsünün yükünü omuzlaması ne kadar kıymetliyse,

siyasetçilerin orada olmaması da bir o kadar hayal kırıklığıydı.

Hep denir ya:

“İyi insanlar siyasete girmediği için siyaset kirlidir.”

Belki de gerçek şudur:

İyi insanlar siyasete girmesin, çünkü siyaset onları da kirletiyor.

Ve hepimiz biliyoruz ki;

Danamandıra köyü ormanına çökülürken, çöken köy yolunun önünde bazıları yayın açmaz.

Çünkü bu yeni bir hikâye değil, bu oyun eski bir oyun.

Ama hâlâ bir şans var.

Sorumlulara çağrımızdır: Danamandıra’nın ormanını, toprağını ve geleceğini rantın değil halkın yanında durarak koruyun.