Sinir sisteminin en karmaşık yapısı olan beyni hedef alan ve son yıllarda giderek popülerleşen dijital oyun tabanlı eğitim programları, nörogelişimsel bozukluğu olan çocukların bilişsel yeteneklerini eğitmede büyük faydalar sağlıyor. Geleneksel yöntemlerin ötesine geçen bu teknolojik yaklaşımlar, çocukların öğrenme süreçlerini daha ilgi çekici, kişiselleştirilmiş ve etkili hale getiriyor. Beynin aktiviteye bağlı bir organ olduğunu belirten Auto Train Brain CEO’su Günet Eroğlu, “Ticari oyunlar oyuncuları meşgul tutmak için tasarlanırken, terapötik oyunlar beynin nöroplastisitesini yani uyaranlara karşı yapısal olarak değişme yeteneğini ortaya çıkaran belirli beyin süreçlerini harekete geçiriyor” dedi.
Bir çocuğun beyni bilgiyi diğerlerinden farklı işlediğinde, bu durum sadece okul notlarını değil, tüm benliğini etkiliyor. Disleksi, dikkat dağınıklığı ya da otizm spektrumundaki farklılıklar; kişinin akademik ortamlarda öğrenme kapasitesini zorlamanın yanı sıra akranlarıyla sosyal etkileşim kurma becerisini de engelleyebiliyor.
Sürekli olarak anlamakta zorlanmak, sınıfta geri kalmak en sık karşılaşılan belirtiler olarak kendini gösteriyor. Bu deneyimler aynı zamanda çocuğun iç dünyasında da büyük yaralar açıyor. Bu gibi durumlar tıbbi birer rahatsızlık değil beyin işleyişindeki doğal farklılıklardan dolayı ortaya çıkıyor.
Bu kapsamda dijital çağın sunduğu imkanlar bu durumu yaşan kişilere büyük bir umut oluyor. Geleneksel yöntemlerle zorlanan beyinler için dijitalleşme, beyni tekrar harekete geçirmeyi ve öğrenmesini sağlayan yepyeni bir kapı açıyor. Dijital oyun terapileri ve özel olarak tasarlanmış eğitim programları, beynin nöroplastisite yeteneğini kullanarak, zorlayıcı görünen bilişsel görevleri kişiselleştirilmiş, eğlenceli ve tekrarlanabilir pratiklere dönüştürüyor.
Oyunlar Beyin Bağlantılarını Yeniden Kuruyor
Dikkat, hafıza, planlama, problem çözme ve bilişsel esneklik gibi yürütücü işlevleri hedefleyen özel yapım dijital oyunların bu yeteneklerde önemli iyileşmeler sağladığını belirten Auto Train Brain CEO’su Günet Eroğlu, “Dijital oyunlar, bir bilişsel becerinin farklı bağlamlarda sürekli pratik edilmesini sağlıyor ve anlık, açık geri bildirim sunuyor. Bu, öğrenme sürecini daha ödüllendirici ve ilgi çekici hale getiriyor, bu sayede çocuklar tedaviye daha uzun süre uyum sağlıyor.
“Bu oyunlar, beynin en temel özelliği olan nöroplastisiteyi (yapısal olarak değişme yeteneğini) aktif olarak harekete geçiriyor. Öğrenme güçlüklerinin temelinde yatan, bilgi işleme merkezlerindeki sinyaller arasındaki bağlantısızlık, bu yoğun ve hedefe yönelik dijital pratik sayesinde aşılıyor. Oyunlar, beynin hasarlı veya zayıf sinir yollarında yeni bağlantılar ve güçlü sinyaller oluşturmasını sağlıyor” dedi.
Dijital Oyun Terapileri, Beynin Nöroplastisitesini Her Yerde Aktive Ediyor
Dijital oyun terapilerinin en büyük avantajlarından birinin çocuğun bulunduğu her ortamda evde, okulda ya da seyahatte belirlenen günlük zaman dilimlerinde uygulanabilir olması olduğunun altını çizen Eroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bu esneklik, terapiye erişimi kolaylaştırırken ailelerin tedavi sürecini aksatmadan sürdürebilmesine imkân tanıyor.
Bazı uygulamalar nörogeribildirim (neurofeedback) mantığıyla anlık performansı takip ederek çocuğa geri bildirim veriyor ve öğrenme sürecini güçlendiriyor. Bu sayede çocuk, hem kendi ilerlemesini görebiliyor hem de terapi motivasyonu artıyor. Dijital oyun terapileri, özel eğitimden psikolojik danışmanlığa kadar diğer tedavi süreçlerini de destekleyerek çok yönlü bir gelişim alanı sunuyor”









































