Kırklareli’nde yapılması planlanan nükleer santralın uzun süredir gizli tutulan konumu netleşti. Santralın, Vize ve Demirköy ilçelerine bağlı köylere yakın, Poliçe Plajı ile Kumçakıl Sahili arasında kalan ve İğneada Longoz Ormanları’na komşu bir bölgede kurulmasının planlandığı öğrenildi.
RÜZGÂR SANTRALINA İZİN ÇIKMADI, NÜKLEER SAHA BELİRLENDİ
Bölgede kurulması planlanan rüzgâr enerji santralının bir bölümünün nükleer santral sahası içinde kalması nedeniyle izin verilmemesi, projeye dair sır perdesini araladı. Böylece Kırklareli’nde gündemde olan nükleer santral projesinin yapılması düşünülen alan da fiilen doğrulanmış oldu.
ORMAN, TARIM ALANI VE SU KORUMA HAVZASINDA
Yıllardır İğneada’da yapılacağı belirtilen nükleer santralın, Longoz Ormanları Milli Parkı’nın hemen altında kalan, Vize ve Demirköy ilçelerinin ormanlık alanlarında konumlandırılacağı ifade ediliyor. Kıyı sınırlarının Poliçe Plajı ile Kumçakıl Sahili arasında yer aldığı belirtilen bölge, Istrancalar’ın en az yapılaşmış ve ekolojik açıdan en değerli alanlarından biri olarak biliniyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bir süre önce Kırklareli’ndeki nükleer santral projesi için Çin ile müzakerelerin sürdüğünü açıklamıştı.
“PLANLARDA ENERJİ ÜRETİM ALANI DEĞİL”
Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi Avukat Bülent Kaçar, bölgenin Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100.000 Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda “orman alanı” ve “tarım arazisi” olarak işaretlendiğini belirtiyor. Aynı zamanda bölgenin “İçme ve Kullanma Suyu Mutlak Koruma Alanı” gibi birçok hassas bölge kapsamında olduğuna dikkat çekiyor. Kaçar ayrıca, hem Trakya Bölge hem de Kırklareli İl Çevre Düzeni planlarında söz konusu alanın “enerji üretim alanı” olarak tanımlanmadığının altını çiziyor.
“DÜNYANIN KORUMASI GEREKEN YERİNE BİZ ZARAR VERİYORUZ”
Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, bölgenin Türkiye ve dünya için kritik bir ekosistem olduğuna vurgu yapıyor:
“Dünyanın gözü gibi koruması gereken yerin biz gözünü çıkarmaya çalışıyoruz. Istrancalar, son buzul çağını yaşamadığı için çok zengin bir biyoçeşitliliğe sahip. Orman, dere, göl ve deniz bir arada. Burası İstanbul’un hava ve su kaynağı. İğneada ise en büyük turizm bölgemiz, en dokunulmamış sahil şeridi. Kum zambakları gibi endemik türlerin yaşadığı bir alan.”
Çidem, bölgede balıkçılık ve iklim dengesi açısından hayati önem taşıyan deniz çayırlarının da bulunduğunu ekliyor.
BÖLGE HALKI VE ÇEVRE ÖRGÜTLERİ ENDİŞELİ
Nükleer santral projesinin doğal yaşamı, su kaynaklarını ve bölgenin turizm potansiyelini ciddi biçimde tehdit ettiği ifade edilirken, çevre örgütleri ve yöre halkı sürecin şeffaf yürütülmesini ve bölgenin korunmasını talep ediyor.











































