Faysal Bulut Yazdı I Gözden Uzak Olan Gönülden De Uzak Olur

0
69

Silivri Kent Konseyi, 15. Genişletilmiş Genel Kurul Bilgilendirme Toplantısı’nı düzenledi.

Kent Konseyi; farklı sesleri, fikirleri ve gönüllüleri bir araya getiren, ortak akıl ve katılımcı yönetim anlayışının kentin birleştirici gücüdür.  bu anlayışla, “Kentimizin geleceğine birlikte yön vermek, dayanışmayı büyütmek ve katılımcı yapıyı güçlendirmek amacıyla düzenlediğimiz 15. Dönem Genişletilmiş Genel Kurul Bilgilendirme Toplantımızı onurlandırmanızı dileriz.” Denilmişti davetiyesinde.

 Kendilerine teşekkür ederim.

Toplantı salonu oldukça doluydu. Ön sıralar eski belediye başkanları ve siyasi parti ilçe başkanlarına ayrılmıştı. Silivri’nin dertleriyle dertlenenler ise arka sıralarda, gözlerden uzak kendilerine yer bulmuşlardı.

Tabii, “Gözden uzak olan, gönülden de uzak olur.” der bir atasözümüz…

Siyasi parti ilçe başkanları ve eski belediye başkanlarının neden kürsüye davet edildiğini ise doğrusu salonun büyük bir kısmı anlamadı. Üstelik konuşmalarında Silivri’nin sorunlarına dair bir çözüm önerisi de duyamadık. Hatta sorunlardan bile bahsetmediler. (Belki de sorunlardan haberdar değillerdi.)

AK Parti İlçe Başkanı Sami Barlas ise, Çantaköy’de yapılması planlanan çimento fabrikası ve Danamandıra’daki kum ocaklarıyla ilgili verilen mücadeleye atıfta bulunarak, “Keşke yedi mahallenin denize döken kanalizasyon atıklarını da gündeme getirebilseydiniz.” dedi ve bu ifadeyle adeta çevre mücadelesine karşı bir duruş sergiledi. Ardından da, “Toplantım olduğu için erken ayrılmak zorundayım, kusura bakmayın.” diyerek salonu terk etti.

Oysa Sayın Barlas, bahsettiği kanalizasyon konusuna dair detaylı bir açıklama yapsaydı, kamuoyu da aydınlanmış olurdu. Belki bu konuda yakında bir basın toplantısı düzenler.

Gerçekten böyle bir durum var mı, hep birlikte öğreneceğiz.

İSKİ yıllardır altyapı yatırımlarıyla övünüyor. Yoksa altyapı ve Mimar Sinan Mahallesi’ndeki arıtma tesisi bir gösterişten mi ibaret?

Gelelim toplantıya…

Bugün Silivri’nin en öncelikli sorunları; Danamandıra kum ocakları, Çantaköy’de planlanan klinker öğütme (çimento) fabrikası ve falezlerdeki tahribattır.

Toplantıda siyasilerin yerine; Danamandıra için Burak Mumcu, çimento fabrikası için Baki Çiftçi ve falezler için Ali Korsan konuşsaydı, inanıyorum ki toplantı çok daha verimli geçerdi. Üstelik bu isimler, konularına dair hazırlıklı gelmişlerdi.

Toplantıda; çevre sorunlarından insan haklarına, eğitimden sağlığa, kültür-sanattan sosyal yardımlaşmaya kadar hayatın her alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin konuşmaları çok daha anlamlı olurdu.

Toplantıda ayrıca bundan sonra yürütülecek mücadelenin yol haritası belirlenmeliydi; Danamandıra kum ocakları, çimento fabrikası, falezlerin durumu ve hatta Sami Barlas’ın bahsettiği kanalizasyon suyunun denize akıtılması gibi dört sorun arasında ayrım yapılmadan, öncelik sırasına göre tüm STK’ların Kent Konseyi öncülüğünde ortak bir karar alması gerekirdi.

Kentin tarihine, kültürüne, sanatına ve sosyal yaşamına yeterince katkı sunmayan yöre dernekleri ile odalar, Kent Konseyi’nin çağrısıyla bu oluşuma dahil edilmelidir.

Buna karşın, Silivri Çevre Derneği, Silivri Tarih Derneği, Silivri Demokrasi Platformu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Silivri Sanat Platformu, Silivri Kültür Sanat ve Edebiyat Topluluğu gibi bu kente değer katan oluşumlar desteklenmeli, onure edilmeliydi.

Ne yazık ki STK temsilcilerine ne söz verildi ne de verdikleri mücadelenin hakkı teslim edildi.

Onların yerine, siyasilerin gündem dışı konuşmaları dinlenerek gerçekten faydalı olabilecek bir toplantı heba edildi.

Dediğimiz gibi…

Gözden uzak olan, gönülden de uzak olur.