Silivri’deki Danamandıra Köyü’nde, Roma dönemine ait tarihi su kanallarının bulunduğu bölgelere kurulan taş ocaklarının genişleme planları, bölgedeki kültürel ve doğal mirası tehlikeye atıyor. Silivri Kent Konseyi Kültürel Miras ve Çalışma Grubu, Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği, Silivri Çevre Derneği ve Kuzey Ormanları Savunması tarafından ortaklaşa yayımlanan bildiri ile bu duruma dikkat
Bildiride, Danamandıra Kültürel ve Ekolojik Miras Alanı Tehlike Altında: Taş Ocağı Faaliyetleri
Hakkında Tespit, Talepler ve Koruma Önerileri
Önceki dönemlerde çıkan haberlerde Silivri’nin Danamandıra Köyü’nde, Roma dönemine ait tarihi su
kanallarının geçtiği noktalara kurulan taş ocaklarının genişleme planları yaptığı bilgisi yayınlanmıştı.Genişleme
planlaması yapan taş ocağı şirketinin bölgedeki tarihi kültürel mirası tehdit ettiğinin yanı sıra çevreyi de
tahribata uğrattığı aynı zamanda ekolojik sisteme de zarar verildiği bilgisi tarafımıza ulaşmıştı.
Yaptığımız incelemeler ve edindiğimiz bilgilere göre, 4 ve 5.yy’da inşa edilen bu kanal sisteminin dolgu
malzemesi olarak kullanılabilecek olması ihtimalinin yanı sıra, kullanılan patlayıcı maddeler, ve kullanılan sondaj
sistemleri bu yapılar ile ekolojik sistemi birinci dereceden tehdit etmektedir.
Roma döneminde yapılan bu hat, Constantinople (İstanbul) ‘ün su ihtiyacını karşılamak adına inşa ettirilmiş yapı
sistemleridir. Anastasios surları ile birlikte uluslar arası makalelere konu olan bu su hattının Silivri’nin arkeolojik
ve doğal sit alanları açısından büyük bir öneme sahiptir.
Köy sınırları içerisinde faaliyet gösteren Aksantaş Taş Ocağı’nın hali hazırda yaklaşık 200 hektar alanda faaliyet
gösterdiği, bu alanın daralması sebebiyle 60 dönümlük bir ormanlık alana daha yayılması planlanıyor.
Kültürel Miras ve Doğal Su kaynakları ve Ekosistem Tehlikede
Köy halkının ve muhtarlığın İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne yaptığı
resmi başvuruda ve tarafımıza ilettikleri bilgilerde, antik su hatlarının bu genişleme alanı içerisinde kalacağı,hali
hazırda zaten tahribata maruz kaldıkları, ekolojik sistemin, su hatlarının bu durumdan daha da etkileneceği
bilgisi verildi. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne yapılan
başvuruda söz konusu alanın arkeolojik sit alanı ilan edilmesi yönünde talepler olmuştu.
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Şengül Aydıngün
Başkanlığında İstanbul, Bristol, KKTC Doğu Akdeniz, Yıldız Teknik üniversitelerinden 25 bilim insanının katıldığı,
Silivri Kaymakamlığı ve Silivri Belediyesince desteklenen 2008 yılı Silivri arkeolojik çalışmalarında
Danamandıra’da orman içinde ağaçlarla kaplı alanda unutulmuş bir antik kentin keşfedildiği, ve bu alanın halen
arkeolojik ve doğal sit alanı olarak ilan edilmediği bilgisi verilmişti.
Aradan geçen onca zaman sonra yer halen sit alanı olarak ilan edilmemekle birlikte genişlemek isteyen taş
ocakları ve ormanlık alanların kesime açılması tehdidiyle karşı karşıya. Ve yaptığımız incelemelerde bu alanlara
onay çıkacağı ve söz konusu ormanlık alanların kesime açılacağı ihtimali belirli çevrelerce yüksek. Bu sebeple
şimdiden ağaç kesim işi için köyde işçi aranmaya geçilmiş halde.
Kronolojik olarak süreç
- ( VATANDAŞ ) 2024 yılında köy sakinleri ve köy muhtarının hassas bir yurttaşlık bilinciyle başlattığı bu
süreçte Danamandıra’ya korumacı bir yaklaşımla yaklaşılması gerektiğini belirten, kültür varlıklarına ve
ekolojik sisteme zarar verilmesini önleyen bir koruma kararının alınmasını sağlayacak dilekçe ile ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne ve Avrupa Yakası
Tabiat Varlıklarını Koruma İşlerinden Sorumlu Şube Müdürlüğü’ne başvurularını gerçekleştirdiler.
Verilen dilekçede söz konusu alanın tarihsel.doğal ve arkeolojik değerinin yanı sıra ekolojik olarak da
büyük bir öneme sahip olduğu, bu hat üzerinde yer alan 4 ve 5.yy dönemlerine ait su hatlarının taş
ocağı tehdidi altında olduğunu belirtmişlerdir. Yaklaşık 200 dönüm alana sahip bu taş ocağı artık
yayılacak alanı kalmadığından yeni taş ocağı alanlarının açılacağı, bu alanlarda yer alan ormanlık
alanların kesileceği bilgisi iletildiğinden bu genişlemeye izin verilmemesi yönünde taleplerini
iletmişlerdir. Köylü tarafından ÇED Olumlu Raporu Verilen bölgenin ivedi şekilde Arkeolojik Sit Alanı
olarak tescil edilmesi beklenmektedir. - ( KURUM ) Başvuru yapılan dilekçeye istinaden Istanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu Müdürlügü’nün yazdığı 24.12.2024 tarih, E-39682869-165.99-6132633 sayı, Silivri Danamandra
Mahallesi, Roma Su Yolları tespit ve tescil çalışmaları hk. (34.31.1414) konulu dilekçede;
“ … İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 07.07.2022 tarih ve 7473 sayılı
kararıyla 2863 sayılı Kanunun 6’ncı maddesindeki özellikleri taşıması sebebi ile korunması gerekli
taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesine, hazırlanan tescil fişinin uygun olduğuna, 05.11.1999
tarih ve 660 sayılı İlke Kararı kapsamında yapı grubunun “I. grup” olarak belirlenmesine, söz konusu su
galerisi hattı kalıntılarının ve güzergahının korunma alanının 2863 sayılı Kanunun 8 inci maddesi
kapsamında su yolu aksından her iki yönde ellişer (50’şer) metre, toplamda ise 100 m olarak
belirlenmesine karar verilen alanın kuzey kesiminde de Roma Su Yollarına ait olan su galerisi hattı
kalıntılarının ve güzergahına kalıntıları tespit edilmiştir… “ ibaresine ek olarak “ … kalıntıların
bulunduğu sahanın hava ve orman şartları nedeniyle yeterince incelenemediğinden, hava ve mevsim
şartları uygun olduğunda tespit çalışmalarına tekrar başlanacaktır. “ şeklinde bir cevap verilmiştir. - ( KURUM ) Yine İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun, Toplantı Tarihi ve No:
29.05.2025/633 , Karar Tarihi ve No: 29.05.2025/10337 kararında, yapılan yazılı ve CİMER başvuruları
neticesinde kurumlar arası yapılan bilgi alışverişi ve raporların okunması doğrultusunda,;
“ İstanbul İli, Silivri İlçesi, Danamandıra Mahallesi Mevkiinde ormanlık alanda, karar eki paftada
koordinatları belirlenen alanda bulunan Roma Su Yollarına ait su galerisi hattı kalıntılarının ve bunlarla
saha çalışmaları, uydu görüntüleri, kabartma haritalar ve bilimsel kaynaklıklarda yer alan veriler
doğrultusunda yapılan tespitler kapsamında 2863 sayılı Kanunun 6’ncı maddesindeki özellikleri
taşıması sebebi ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesine, hazırlanan tescil
fişinin uygun olduğuna, 05.11.1999 tarih ve 660 sayılı İlke Kararı kapsamında yapı grubunun “I. grup”
olarak belirlenmesine, söz konusu su galerisi hattı kalıntılarının ve güzergâhının koruma alanının 2863
sayılı Kanunun 8 inci maddesi kapsamında korunması kararı ile korunma alan sınırının galeri genişliği
+50’şer metre, toplamda ise 100 m olarak belirlenmesine 2863 sayılı Yasanın 10 uncu Maddesi
gereğince can ve mal güvenliğinin ilgililerince sağlanmasına, koruma alanı olarak belirlenen alan
içerisinde ve belirlenen her bir fiziki müdahalede bulunulmamasına, koruma alanı olarak belirlenen alan
dışında yapılacak her türlü uygulama sırasında herhangi bir kültür varlığına rastlanılması durumunda
2863 sayılı Yasa’nın 4’üncü maddesinin (haber verme zorunluluğu) geçerli olduğuna karar verildi. “
sonucu çıkmıştır. - ( VATANDAŞ ) Yine İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun, Toplantı Tarihi ve
No: 29.05.2025/633 , Karar Tarihi ve No: 29.05.2025/10337 kararına istinaden köy halkı ve muhtarın
yazdığı 27.06.2025 tarihli itiraz dilekçesinde ise bu antik su hattının önemi tekrar vurgulanmış, İstanbul
I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Silivri Kaymakamlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’na
başvurulduğu ve bu başvuru sonucunda kurulun keşfe geldiği, hattın belirli bir noktasından, başka bir
noktasına kadar ki hattı tespit ettiği, tespit edilen hat ile, Bardill’in modellediği ve haritaladığı hat ek
1’de görüleceği üzere bire bir gittiği, hat detaylı bir şekilde incelenmiş olup; hattın ek-2’de görüleceği
üzere PAŞA kaynağına ulaştığının görüldüğü belirtiliyor.
Ek-1’de görüleceği üzere; Verilen koruma kararı sınırlarının Karayollarına ait, 34/2006 – 02 2A Grubu
(Kalker) ocağı ruhsat alanın içerisine girdiği ve yaklaşık 7.000 m²’lik ruhsat alanına sit alanın girdiği
açıktır. Arazinin eğimli olması ve hattın üst tepesinde, kalker ocağı için yapılacak çalışma ve dinamit
patlamanın hatta zarar vereceği açıktır. Hattın başladığı batı kanadının PAŞA kaynağından geldiği ve
nereden geldiği detaylı tespit edilememiştir. Bölgenin jeolojisinin kireç taşlarından oluşması sebebiyle
birçok taş ocağı mevcut olup; yeni açılması planlanan Karayollarına ait kalker ocağı bu hat için tehdit
oluşturmakta ve ruhsat sınırları içerisinde sit alanı kalmaktadır. Dünyada eşi benzeri olmayan su temin
sistemimizi ve doğamızın korunması için Karayollarına taş ocağı ruhsatının, tesis açılmadan ivedilikle
iptal edilmesi gerekmektedir.
Koruma kararı uygun görülen hattın sağı için 50, solu için 50 metre ve toplamda 100 metre olan
koruma kararı, hattın batı kısmının nereden geldiği ortaya çıkarılmadığından, taş ocağı gibi işletmelerin
büyük çapta dinamit atarak etraftaki tarihi yapılara büyük zarar verdiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu taş
ocağının bırakın 50 metre, dinamit atıldığında 100 metre bile yakınında olsanız oluşan sarsıntının yer
altından geçen 1600 yıllık bir kanal için çökmelere ve yıkımlara neden olacaktır. Koruma kurulu bu
kararı verirken taş ocağı ruhsatı olduğunun bilgisine vakıf değildi. Bu taş ocağı şahsımın edindiği
bilgilere göre çok yakın bir zamanda faaliyete geçecek ve koruma kararının dibine kadar olacak kısmı
dinamit ile patlata patlata, uçurum haline getirerek, hat için büyük risk oluşturacaktır. Ülkemizin kültür
varlıklarını koruyan bu güzide kurumun, bu hattın ne kadar önemli olduğunu anlayacağına şüphem yok.
Dolgu malzemesi için bu hattın zarar görebilecek olmasının ülkemiz açısından telafisiyle prestij kaybı
parayla geri alınabilecek ya da geriye koyulabilecek bir şey değildir.
Bu hattın devamındaki köylerden olan İhsaniye köyünde; Karar Tarihi ve No: 21.02.2019 / 4055 sayılı
kararda aynı durum ortaya çıkmış ve hattın bulunduğu alandaki taş ocağının ruhsatı iptal edilmiştir.
Koruma kararına itiraz ederek; 50 – 50 toplam 100 metre olan koruma kararının, taş ocağı ruhsatı
içerisinde kalması sebebiyle bu taş ocağının ruhsatının iptal edilmesi ve edilememesi halinde ise
koruma kararının sol 100 – sağ 50 olarak toplamda 150 metre olarak revize edilmesini talep ediyorum.
Şeklinde bir itiraz dilekçesi köy halkı tarafından gönderilmiştir.
Kurumlar olarak yaptığımız incelemelerde ;
Danamandıra köyünden doğan Mandıra Deresi, Terkos havzasının önemli su kaynaklarından biri olup
yaz ve kış Terkos barajına su sağlayan bir hattır. Mandıra deresini besleyen, ve oluşmasını sağlayan,
kireç taşları sayesinde rezerv su doğal olarak depolanabilmekte ve kaynaklar aracılığıyla Mandıra
Deresi ie içtiğimiz İstanbul su hattına ulaşmaktadır. Bu kaynakların çok uzun süredir aktif olduğunu,
derenin sağından ve solundan İstanbul’a su temini sağlamak için yapılan 4 ve 5.yy kanal hatlarıyla
önemini daha iyi anlıyoruz.
1600 yıl önce bu kaynakların önemini anlayan Romalılardan sonra 10 milyonluk Avrupa Yakası’nın su
ihtiyacını karşılayan bu bölgenin önemini günümüzdeki bu su kıtlığında anlamamız gerekir.
Terkos havzası, stratejik bir içme suyu rezervi olduğunun altını çiziyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda bu taş ocağından hariç 12 ayrı noktada özel taş ocağı firmaları tarafından yeni
ocaklar için sondaj çalışması yapılacağı bilgisi köylüye bildirilmiş ve köylüler 500 imza toplayarak Orman
Genel Müdürlüğü’ne izin verilmemesi için taleplerini iletmiştir. Eğer sondaj çalışmaları gerçekleşirse
yaklaşık Silivri’nin Yeni Mahalle bölgesi büyüklüğündeki Ormanlık alanda sondaj çalışması adı altında
taş ocaklarına açılacak, Danamandıra ve Gümüşpınar köyleri arasındaki 4 taş ocağı harici yeni taş
ocakları yapılabilecek.
Danamandıra’da yer alan ve Uluslararası makalelerde konu olan, yurt dışından pek çok bilim insanı ve
araştırmacılar tarafından araştırmalara eklenen Roma dönemi su hatları ve su kemerleri, Anastasios sur
duvarları gibi Silivri ve Trakya için de büyük bir öneme sahiptir. Antik dönem’de inşa edilen, İstanbul’un
su ihtiyacının karşılandığı bu yapılar 220km’lik bir uzunluğa sahip olup Valens (Bozdoğan) Su Kemeri
aracılığıyla İstanbul’un su depolarına su taşıyan önemli bir hat ve aynı zamanda Silivri için önemli bir
kültür mirasıdır. Traklar döneminde bir yaşam alanı olan ve yaşam mağaraları bulunan ( Ayla Pınar
Mağraları ) Danamandıra, Silivri için bir arkeolojik kazı sahasıdır.
Sondaj çalışmalarına, alan genişletmelere ve yeni ihalelere konu olan Danamandıra bölgesi tamamen
taş ocağı olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Binbir çeşit hayvan türü, ekolojik zenginlik, doğal ve kültürel
mirası olan bu bölge kesinlikle korunması gereken ve yeni sondaj/kazı alanlarının iptallerinin yapılması
gerekmektedir. Bölgede etkilenen flora ve faunaya, endemik tür varlığına, göç yollarına dair araştırma
yapılması gerekmektedir.
Son olarak ve en önemlisi, köy halkından aldığımız duyumlar ve yaptığımız incelemeler neticesinde 60
günlük itiraz süresinde olan dosyanın sonucunu beklemeden Orman İşletme Şefliği’nin 11 Ağustos
Pazartesi günü KASTAMONU’DAN ormanı kesmek için ekip getirteceği bilgisi alınmıştır.
Danamandıra’dan ve civar köylerden ormanı kesmek için cağrı yapıldığında köy halklarının buna itiraz
edildiğinden kesme işlemine katılmayacağı, bundan dolayı KASTAMONU’dan ekip getirileceği bilgisi
alınmıştır.
Söz konusu durum ile alakalı öncelikle Danamandıra ve Silivri halkını, ardından kamuoyunu
bilgilendirmeyi kendimize görev bilmekle birlikte, ilçenin zenginliklerini koruması gereken ilgili Silivri
Belediyesi Birimlerini, Silivri Kent Konseyi Yönetimi ve Komisyonlarını, Silivri’de faaliyet gösteren tüm
STK’ları, yerel ve ulusal basınımızı bu konuya dahil olup kenti birlikte müdafa etmek gerektiğini
belirtmek isteriz.
KAMUOYUNA VE YETKİLİLERE ÇAĞRIMIZDIR. GELİN BİRLİKTE KORUYALIM!
Danamandıra’nın, İstanbul’un su altyapısını oluşturan binlerce yıllık mirası,
ormanları, canlı çeşitliliği ve kültürel değeri, kısa vadeli maden kazançlarına kurban
edilmemelidir.
Unutulmamalıdır ki bu sadece bir sıradan su hattı değil aynı zamanda İstanbul’un
1600 yıllık içme suyu altyapısının, biyoçeşitliliğin, kırsal yaşamın ve yerel hafızanın
korunması mücadelesidir.
Not: Süreç ile alakalı gerçekleştireceğimiz eylem planımızı, soru, talep ve önerilerimizi,
takip süreçlerimizi ve kurumlar arası yazışmalarımız hakkında Silivri halkı başta olmak
üzere komuoyunu ve basınımızı bilgilendireceğimizi , bu sürece tüm sivil toplum
örgütlerini, meslek odalarını, aktivistleri ve tüm kuruluşları koruma mücadelesine
davet ettiğimizi belirtmek isteriz.
Saygılarımızla
Silivri Kent Konseyi Kültürel Miras ve Çalışma Grubu
Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği
Silivri Çevre Derneği
Kuzey Ormanları Savunması